İcra Hukuku
Bu alanda verilen hizmetleri şu şekilde örneklendirebiliriz:
- İcra ceza mahkemesinin görev alanına giren davalar
- İcra Mahkemesinin görev alanına giren diğer davalar
- İhtiyati hacze ilişkin talepler
- İlamsız, ilamlı ve kambiyo senetlerine ilişkin icra takipleri
- İhalenin feshi davası
- İcra takibine itiraz
- İtirazın iptali ve itirazın kaldırılması davası
- Menfi tespit davası
- İstirdat davası
Modern toplumlarda kişiler arasında yapılan sözleşmeler veya haksız fiiller nedeniyle borç-alacak ilişkisinin oluşması, hayatın olağan akışı içerisinde sıkça gerçekleşen ve bu yönüyle sosyal yaşamın bir parçası niteliğindeki olgulardır. Anılan hukuki ilişkilerin tarafları arasında oluşan bu borçların, edim yükümlüsü (borçlu) tarafından kural olarak herhangi bir zorlamaya tabi olmaksızın ödenmesi beklenir. Bununla birlikte günlük hayatta, yükümlü olduğu borcun gereğini yerine getirmeyen borçlularla da sıklıkla karşılaşılmaktadır. Toplumsal düzenin korunması ve alacaklılara haklarına kavuşmak için devletten yardım isteme olanağının tanınması amaçlanmıştır. İcra ve iflas (cebri icra) hukuku da alacaklıların, alacaklarına devlet yardımıyla meşru şekilde nasıl kavuşacaklarını düzenleyen hukuk dalıdır.
İcra ve iflas hukukunda, bir hukuki ilişkinin tarafları arasındaki edimlerin yerine getirilmesi ve alacakların tahsili için düzenlenmiş çeşitli takip yolları vardır. Bunlar cüz’i (bireysel) icra ve külli (toplu) icra olarak ikiye ayrılır. Cüz’i icra; icra hukuku anlamına, külli icra ise iflas hukuku anlamına gelir. Bu ayrımın kendi içinde de alt türleri mevcuttur. İcra ve iflas işlemlerinde kullanılması gereken basılı kâğıtlar, İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Bu kâğıtlar (örnekler) takip işlerinin uygulamadaki karşılığı olup takip işlemleri bu örneklere göre yapılmaktadır.
Takip Yolları
Kelime anlamı itibariyle zorla yerine getirme anlamına gelen cebri icra; bir borçlunun edimini (yükümlülüğünü) yerine getirmemesi veya bir mahkeme tarafından hükmedilen karara uygun davranmaması neticesinde, edimin kamu gücü ve yetkisi kullanan resmî makam tarafından zorla yaptırılması anlamına gelmektedir. Hukukun izin verdiği yol ve yöntemler haricinde hiçbir alacaklı, borcunu zor kullanmak suretiyle tahsil edemez. Bu bağlamda, hukuk devleti olmanın bir gereği olarak cebri icra görev ve yetkisi devlete aittir. Cebri icra iki ana kola ayrılır:
- Cüz’i icra (icra takibi)
- Külli icra (iflas takibi)Alacakların tahsili veya edimlerin temini maksadını güden takip yolları da cüz’i icra ve külli icra sınıflandırmasına göre farklılık göstermektedir.İcra Takibiİcra takibinde, başlıca üç takip yolu bulunmaktadır:
- İlamlı icra,
- İlamsız icra,
- Rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip.
İlamlı İcra
Alacaklı, borçlusuna karşı alacak hakkını bir ilama (mahkeme kararına) ya da kanunda ilam niteliğinde kabul edilen bir belgeye dayandırıyorsa ilamlı icra söz konusudur. Alacaklı, ilamı yetkili icra dairesinde işleme koymak suretiyle ilamlı icra takibini başlatabilir. İlamlı icra, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) “İlamların İcrası” başlığı altında 24 ila 36. Madde hükümleri arasında düzenlenmiştir.
İlamsız İcra
İlamsız icra, para ve teminat alacakları için herhangi bir alacağın daha önceden bir mahkeme kararına gerek olmaksızın takip edilebilmesidir. İlamsız icra, yalnızca para alacakları için düzenlenmiş bir takip yoludur. (İİK 58. m.). İlamsız icra da kendi içinde üç alt başlığa ayrılır:
- Genel haciz yoluyla takip,
- Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip,
- Kiralanan taşınmazın ilamsız tahliyesi yoluyla takip.
Genel haciz yoluyla takip, yalnızca rehinle temin edilmemiş para ve teminat alacakları için öngörülmüş olan ilamsız bir takip yoludur. Alacak, bir kambiyo senedine bağlanmış olsa dahi bu yola gidilebilir.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip; Kambiyo senedi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 670 ila 823. maddeleri arasında düzenlenmiş olan poliçe, bono ve çek adlı kıymetli evraklardır. Kambiyo senedine bağlanmış olan para borçları için İİK’de ayrı bir takip yolu öngörülmüştür. Alacaklı, alacak hakkını bir kambiyo senedine dayandırmış ise bu yolla takip yapabilir.
Kiralanan Taşınmazın İlamsız Tahliyesi Yoluyla Takip; Kiralanan taşınmazların da kira bedelinin ödenmemesi veya kira süresinin sona ermesi sebebiyle ilamsız şekilde tahliyesi mümkündür. Kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle tahliyede hem kira bedelinin tahsili hem de tahliye talep edilebilir. Tahliye kararı ise icra mahkemesinden istenir. Bu karar olmadan taşınmaz zorla tahliye edilemez.
Rehinin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip
Bir alacağın tahsil edilememesi hâlinde, alacaklıya teminat olması için verilen eşya veya hakka rehin denir. Rehin hakkı, menkul (taşınır) ve gayrimenkul (taşınmaz) mallar üzerinde tesis edilebilir. Gayrimenkuller için kurulan rehin hakkına, ipotek adı verilmektedir. Üçüncü kişilere ait alacaklar ya da haklar üzerinden de rehin tesisi mümkündür. Menkul mallar için rehin, fiili hâkimiyet adı verilen zilyetliğin devri ile yapılır. Zilyetlik devri, alacaklıya ya da üçüncü kişilere yapılabilir. Alacaklının zilyetliğinin son bulması veya zilyetliğin üçüncü bir kişiden geri alınamaması hâllerinde rehin sona erer. Rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip İİK’de iki ayrı şekilde düzenlenmiştir:
- Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip (İİK 145- 147. m.),
- Taşınmaz rehininin (ipoteğin) paraya çevrilmesi yoluyla takip (İİK 148- 150/d. m.).
Taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla takip; ilamsız ve ilamlı olarak iki şekilde yapılmaktadır. Taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte alacaklının alacağı, alacağına ilişkin rehin hakkını bir ilama veya ilam niteliğinde belgeye bağlamaksızın takip yoluyla paraya çevrilecektir. Taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte ise alacaklı, alacağına ilişkin rehin hakkını bir ilama veya ilam niteliğinde bir belgeye dayandırmışsa, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapabilir.
Taşınmaz rehininin (ipoteğin) paraya çevrilmesi yoluyla takip; bu takip yolunda karşımıza çıkan ipotek kavramı, mevcut veya henüz doğmamış fakat ileride doğması kesin ya da muhtemel bir alacağın teminat altına alınmasını sağlayan hak anlamına gelmektedir. Yapılacak takip konusunda, “ipotek akit tablosu” adı verilen resmî senet önem taşımaktadır. İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip de ilamsız ve ilamlı olarak iki şekilde yapılmaktadır.
İflas Takibi
Külli icra, mahkemece iflasına karar verilen bir borçlunun, haczi kabil tüm taşınır ve taşınmaz mal varlığı ile haklarının, icra yoluyla paraya çevrilerek alacaklının alacağını tahsil etmesini sağlayan takip yoludur. İkiye ayrılır:
- Takipli iflas,
- Takipsiz (doğrudan) iflas.
Takipli iflas yolunda, bir şirketin iflasına karar verilebilmesi için ilk olarak alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine iflas talepli bir takibin yapılması gerekmektedir (İİK 154. m.). Temel kural, takipli iflas yoluna başvurmak iken bazı hâllerde borçludan edimini ifa etmesini talep etmenin bir anlamı olmayabileceğinden, İİK’de ayrıca doğrudan doğruya iflas hâlleri düzenlenmiştir.
Doğrudan (takipsiz) iflas, borçlunun aleyhine bir icra takibi yapılmadan doğrudan ticaret mahkemesinde iflas davası açılması anlamına gelir. Borçlunun içinde bulunduğu durum itibariyle borcunu ifa edemeyeceğinin objektif ve açık şekilde anlaşılması ve bu sebeple kendisine iflas ödeme emri gönderilmesinin hiçbir yararı olmayacağı ya da borçluya iflas ödeme emri gönderilmesinin alacaklının alacağını tahsil etmesini tehlikeye düşürecek olması gibi kanunda açıkça belirtilen hallerde alacaklı, doğrudan iflas davası açabilecektir.
İcra ve İflas Hukukunda Aşamalar ve Düzenlenen Belgeler
İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği’nin “Kullanılması zorunlu olan basılı kâğıtlar” başlıklı 19. maddesinde, icra ve iflas işlemleri için kullanılması mecburi olan basılı kâğıtlar belirtilmiştir. Bu kapsamda adı geçen basılı kâğıtlar toplam 44 adettir. Kullanılması zorunlu kâğıtlarla ilgili olarak hangi örnekte nelerin yer alması gerektiği İcra İflas Kanunu ile İcra İflas Kanunu Yönetmeliği’nde ayrı ayrı düzenlenmiştir. Konunun kapsam itibariyle oldukça geniş olduğu göz önünde bulundurulur ise bu kısımda sözü geçen basılı kâğıtlardan; takip talebi, ödeme emri, icra emri ve tahliye emri ele alınacaktır.
Takip Talebi
İcra ve iflas hukukunda tüm takip yolları, bir takip talebi ile başlar. Alacaklı, takip talebini yetkili (İİK 50. m.) icra ve iflas dairelerine, yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapabilir (İİK 58. m.). Takip talebi, genellikle yazılı olarak yapılır ve bunun için basılı takip talebi örneği kullanılır. Takip talepleri, takibin çeşidine göre değişmez ancak hangi takip yolu seçilmişse ona özgü alanların doldurulması gerekir.
Takip talebi sözlü olarak da yapılabilir (İİK 58/1. m.). Sözlü takip talebinde bulunmak isteyen alacaklının, icra müdürüne başvurarak bilgi vermesi ve talebin icra müdürü tarafından tutanağa geçirilerek imzalanması gerekir. Bu adımlardan birinin eksik olması durumunda, talep geçerli sayılmaz. Takip talebi üzerine icra müdürü, borçluya bir ödeme emri düzenleyip göndermek zorundadır. Alacaklı takip talebini geri alabilir. Bu hususta borçlunun rızası gerekmez.
Ödeme Emri
Yukarıda açıklandığı üzere İİK’de öngörülen şartları taşıyan bir takip talebini alan icra dairesi, bu talebe göre ödeme emri düzenleyerek, borçluya gönderir (İİK 60. m.). Dolayısıyla bir ödeme emrinin gönderilebilmesi için gereken şey, geçerli bir takip talebinin varlığıdır. İİK’nın 60. maddesine göre ödeme emrinde bulunması gereken unsurlar belirtilmiştir.
Ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra dosyasına konulur. Eğer alacaklı isterse kendisine ayrıca tasdikli bir nüsha da verilir. Ödeme emri, takibin türüne göre farklılık gösterebilir. İcra daireleri, genel haciz yoluyla takipte, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte, kiralanan taşınmazın ilamsız tahliyesi yoluyla takipte ve adi iflas yoluyla takip ile kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takipte ödeme emri gönderebilir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, ödeme emrindeki sürelerin ve ihtarların takibin türüne göre farklılık gösterdiğidir.
İtiraz
İcra ve iflas hukukunda çeşitli takip yollarına göre hazırlanan ödeme emirlerine itiraz etmek mümkündür. İki farklı itiraz yolu bulunmaktadır. Bunlar borca itiraz ve imzaya itirazdır. Borca itiraz; alacaklı ile ödeme emrinde borçlu olarak gösterilen muhatap arasında bir borç ilişkisinin olmadığının veya alacaklı kişinin takip yapma yetkisinin olmadığının icra dairesine bildirilmesidir. İmzaya itiraz ise ödeme emriyle tebliğ edilen borcun kaynağı olan senet veya sözleşmedeki imzanın, borçlu olarak gösterilen tarafa ait olmadığının icra dairesine bildirilmesidir. Belirtilen şekildeki itirazlara, ödeme emrine itiraz denir. Borçlu itirazını, takip talebinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine bildirmelidir. Aksi takdirde takip kesinleşir. Ödeme emrine itiraz ile takip kendiliğinden durur. Ancak itirazın icra dairesine sözlü veya yazılı (dilekçeyle) olarak yapılması gerekir (İİK 62. m.). İtiraz, borçlu olduğu iddia edilen kişiye tanınmış olan hukuki bir savunma hakkıdır. Zira kişinin hiç borcu olmayabilir, borcunu ödemiş olabilir veya borç zaman aşımına uğramış olabilir.
Şikâyet
İcra ve iflas dairelerinin hukuka uygun olmayan işlemlerinin denetlenmesi, şikâyet yoluyla mümkündür (İİK 16. m.). Şikâyet, hukuka aykırı işlemlerin iptali ya da düzeltilmesi için hukuki bir çaredir. Şikâyet, davaya benzeyen hukuki bir yoldur ancak dava değildir. Şikâyet konusunda başvuru süresi, şikâyete konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Başvuru, icra mahkemesine yazılı ya da tutanağa geçirilmek suretiyle sözlü olarak yapılabilir. İcra dairesine yapılan şikâyet, geçerli olmaz. İcra mahkemesi şikâyeti, basit yargılama usulüne göre inceler. Tesis edilen işlemin kanuna aykırı olması, işlemin olaya aykırı olması, bir hakkın yerine getirilmemesi veya bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması, genel olarak şikâyet sebeplerindendir. Şikâyet konusunda yazılı başvuru, dilekçe ile yapılır. Şikâyet dilekçesinde hangi unsurların yer alması gerektiğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
İcra Emri
Alacaklının borçlusuna karşı, alacak hakkını bir ilama (mahkeme kararına) ya da kanunda ilam niteliğinde kabul edilen bir belgeye dayandırmasına ilamlı icra denir. Böyle bir durumda alacaklı, borçlusuna karşı ilamlı icra yoluna başvuracaktır (İİK 24. m.). Takip türü, ilamlı icra takibi ise borçluya “icra emri” gönderilmektedir. Alacaklının ilamlı icra takip talebini alan icra dairesi, öncelikle alacaklının verdiği belgenin ilam ya da ilam niteliğinde bir belge olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Eğer belge ilamlı icra için uygun değil ise icra emri gönderilmez. Teslim edilen belge, ilam niteliği taşıyorsa icra dairesi bir icra emri düzenleyerek bunu borçluya gönderir.
Borçluya gönderilen icra emrinde, ilamda yer alan borcunu, icra emrinde belirtilen süre içerisinde ödemesi veya teslim etmesi istenir. Eğer borçlu belirtilen süre içerisinde icra emrine uymazsa ilam hükmü icra müdürü tarafından zorla icra edilir. İlamlı icra takibinde, alacağın türüne göre gönderilen icra emri ve emrin içeriği değişiklik gösterir. İcra İflas Kanunu Yönetmeliği kapsamında düzenlenen taşınır teslimine veya taşınmaz tahliye veya teslimine ilişkin icra emri, çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin icra emri ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte icra emri örneklerine yer verilmiştir.
Tahliye Emri
İlamsız icranın konusu, yalnızca para ve teminat alacaklarıdır. Konusu tahliye olan bir icra takibinin, ilamlı olması gerekir. Ancak İcra ve İflas Kanunu’nda istisnai olarak, sadece iki durumda, kiralanan taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliye edilebilmesine izin verilmiştir (İİK 269- 276. m.). Düzenlemeye göre ilamsız icra yoluyla tahliye ancak aşağıda belirtilen hâllerde mümkündür:
- Kira Bedelinin Ödenmemesine Dayanan İlamsız Tahliye,
- Kira Süresinin Bitmesine Dayanan İlamsız Tahliye.
Kira Bedelinin Ödenmemesine Dayanan İlamsız Tahliye: Kiraya verenin (alacaklı), vadesi gelmiş olan kiranın ödenmemesi durumunda, borçlu kiracıya karşı ödenmeyen kira alacağı ile taşınmazın tahliyesini istemesine, kira bedelinin ödenmemesine dayanan ilamsız tahliye, denilmektedir (İİK 269. vd. m.). Kira bedelinin ödenmemesine dayanan ilamsız tahliye sürecinde, öncelikle kiracıya (borçlu), ihtarlı ödeme emri gönderilir. Eğer kiracı, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmez ise kiracıya bu kez tahliye emri gönderilir ve kiralanan taşınmazın tahliyesine karar verilir.
Kira Süresinin Bitmesine Dayanan İlamsız Tahliye: Yazılı kira sözleşmesi ile kiralanan taşınmazın kira süresinin bitmesine dayanarak ilamsız yolla tahliyesi de istenebilir. Bu tahliye ancak yazılı ve süreli kira sözleşmeleri için geçerlidir. Sözlü bir anlaşma ile kiraya verilmiş bir taşınmazın (örneğin evin) ilamsız icra yoluyla tahliyesi istenmez (İİK 272. vd. m.). Kira süresinin bitmesine dayanan ilamsız tahliye için takip talebinde bulunulabilir. Kiraya veren, yazılı sözleşme ile kiralanmış taşınmazın tahliyesini kira sözleşmesinin bitiminden itibaren 1 ay içinde icra dairesinden isteyebilir (İİK 272/1. m.). İlamsız tahliye talebini alan icra dairesi, kiracıya tahliye emri gönderir. Kiracı (borçlu), tahliye emrine itiraz etmezse ilamsız tahliye takibi kesinleşir ve kiracının taşınmazı 15 gün içerisinde tahliye etmesi (boşaltması) gerekir. Yukarıdaki iki seçenek dışında kalan tahliye konularında, kiraya veren bir tahliye davası açabilir ve dava akabinde kiracı (borçlu), kiralanan taşınmazı kendiliğinden tahliye etmezse ilamlı icra yoluyla tahliye yoluna gidebilir.
Takip Talebine Eklenecek Belgeler
Tüm takip yolları bir takip talebi ile başlar. Ancak icra ve iflas hukukunda tercih edilen takip talebine bağlı olarak, takip talebinde hangi alanların doldurulacağı ve özellikle hangi belgelerin ekleneceği önem arz eder. Takip yollarına göre takip talebine eklenmesi gerekli belgeler, İİK‘de belirtilmiştir. Bunun yanı sıra özellikle İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin “İbraz Edilecek Belgeler, Ayrıca Bildirilecek Hususlar” başlıklı 21. maddesinde, takip talebine eklenecek belgeler ve bildirilecek hususlar tek tek sayılmıştır. Eklenen belge örnekleri ile takip talebi tamamlanır ve sonrasında, ödeme emri veya icra emri ya da tahliye emriyle birlikte borçluya gönderilir. Borçlu ise kendisine gönderilen emirlere karşı varsa itiraz ya da şikâyetini, belge örneklerini görerek daha doğru bir şekilde yapabilir.