Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçlarında Korunan Hukuki Değer

Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçları, çağımızın en ciddi toplumsal sorunlarından biri olup, sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır. Bu suçlar, sağlık alanından başlayarak aile yapısına, kamu düzenine ve hatta ekonomik yapıya kadar birçok alanı doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Bu nedenle, uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarının cezai yaptırımlara bağlanmasında, uyuşturucu madde kullanan bireyin sağlığıyla beraber daha geniş ve soyut hukuki değerlerin korunması da hedeflenmektedir.

Bu kapsamda korunan başlıca hukuki değerlerden biri kamu sağlığıdır. Nitekim yasa koyucu da bu suçları kanun sistematiği içerisinde “kamunun sağlığına karşı suçlar” başlığı altında ele almıştır. Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanımı, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını ciddi biçimde bozmakta, tedavisi zor bağımlılıklara yol açmaktadır. Bu durum, sadece kullanıcıyı değil, ailesini, yakın çevresini ve sonuçta tüm toplumu etkileyen bir sağlık sorunu haline gelmektedir.

Bununla bağlantılı olarak, gençliğin korunması da bu suç tipinde korunan özel bir hukuki değer olarak öne çıkar. Genç bireyler, uyuşturucu madde kullanımına karşı daha savunmasız olup, erken yaşta bu maddelerle tanışmaları hem sağlıklarını hem de eğitim ve meslek hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle yasa koyucu, gençleri uyuşturucu tehdidinden korumayı anayasal bir sorumluluk olarak görmekte ve bu çerçevede caydırıcı hükümler öngörmektedir.

Bir diğer önemli hukuki değer kamu düzeni ve kamu güvenliğidir. Uyuşturucu suçları çoğu zaman bireysel eylemlerden çok, örgütlü suç yapıları içinde gerçekleşmektedir. Uyuşturucu ticareti yapan suç örgütleri, yasa dışı kazançlar elde ederek hem ekonomik sistemi tehdit etmekte hem de şiddet ve diğer suçları teşvik ederek toplumsal güvenliği zedelemektedir. Bu yönüyle uyuşturucu suçları, sadece bir sağlık suçu değil, aynı zamanda kamu düzenini tehdit eden bir güvenlik meselesi olarak ele alınmalıdır.

Aile yapısının korunması da bu suçlar bakımından önem taşır. Uyuşturucu madde kullanımı, bireyin aile içindeki rollerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesine engel olurken, özellikle çocukların bakım ve gözetimini tehlikeye sokmaktadır. Uyuşturucuya bağlı ihmal, şiddet, ekonomik sorunlar ve boşanmalar, aile kurumunu sarsan başlıca sonuçlar arasında yer almaktadır.

Bir başka hukuki değer ise insan onurunun ve irade özgürlüğünün korunmasıdır. Uyuşturucu madde bağımlılığı, kişinin karar verme yetisini zayıflatarak onu edilgen ve yönlendirilebilir hale getirir. Bağımlılık süreci, kişinin özgür iradesiyle davranma kapasitesini ortadan kaldırır. Bu bağlamda, bireyin kendi yaşamı üzerindeki kontrolünü koruyabilmesi de bu suçların önlenmesiyle doğrudan ilgilidir.

Sonuç olarak, uyuşturucu ve uyarıcı madde suçları çok boyutlu etkileri olan ciddi suç tiplerindendir ve bu nedenle korunan hukuki değerler de çok çeşitli ve kapsamlıdır. Dolayısıyla uyuşturucu suçlarına karşı yürütülen cezai ve idari mücadele, yalnızca bir suçla mücadele değil; aynı zamanda toplumsal refahın ve hukuk düzeninin korunmasına yönelik bir faaliyettir.

By admin

Bir yanıt yazın